Перевод: с русского на все языки

со всех языков на русский

kendi adına

  • 1 себя

    (себе́, собо́й, собо́ю, о себе́) kendi ( с аффиксами принадлежности и падежа)

    заста́вить уважа́ть себя́ — kendini saydırmak

    она́ посмотре́ла на себя́ в зе́ркало — aynada yüzüne baktı

    возьми́ э́то кольцо́ себе́ — yüzüğü al, senin olsun

    он ду́мает то́лько о себе́ — yalnız kendini düşünüyor

    он увёз ребёнка с собо́й — çocuğu beraberinde götürdü

    уви́дев нас пе́ред собо́й, он... — karşısında bizi görünce...

    вы са́ми над собо́й смеётесь — siz kendinizle alay ediyorsunuz

    он недово́лен собо́й — kendinden memnun değildir

    ••

    поду́мать про себя́ — içinden geçirmek / demek

    чита́ть про себя́ — içinden okumak

    я вы́ругался про себя́ — içimden küfür ettim

    он что́-то бормота́л про себя́ — kendi kendine bir şeyler mırıldanıyordu

    возьми́ э́то де́ло на себя́ — bu işi üstüne al

    он у себя́ — evindedir ( дома); odasındadır ( в комнате)

    принима́ть кого-л. у себя́ (дома)evinde kabul etmek

    пригласи́ть кого-л. к себе́ — evine davet etmek

    она́ дово́льно хороша́ собо́й — yüzüne bakılır

    мне не по себе́ (нездоровится)keyifsizim

    мне ста́ло не по себе́ (неудобно)mahcup oldum

    война́ несла́ с собо́й разру́ху и го́лод — savaş, yıkım ve açlığı beraber getirirdi

    в э́том выступле́нии я ничего́ не говори́л от себя́ — bu konuşmamda kendiliğimden hiç bir şey söylemedim

    Русско-турецкий словарь > себя

  • 2 свой

    своя́, своё, свои́
    1) притяж. мест. ( переводится аффиксами принадлежности) kendi, kendine ait, (kendi) malı olan ( собственный)

    он прие́хал со свои́м бра́том — kardeşiyle geldi

    в своём заявле́нии для печа́ти... — yaptığı basın açıklamasında..., gazetecilere verdiği demeçte...

    у него́ есть своя́ да́ча — onun kendi yazlığı var

    собира́й свои́ ве́щи! — kendine ait eşyalarını topla!

    свои́ми со́бственными рука́ми — kendi eliyle

    благодарю́ вас от и́мени рабо́чих и от своего́ и́мени — işçiler ve kendim adına sizlere teşekkür ederim

    он наде́л не своё пальто́ — bir başkasının paltosunu giymiş

    пози́ции свои́х войск / подразделе́ний — dost birliklerin mevzileri

    2) (своё) → сущ., с hakkı (olan), (kendi) malı olan, birine ait olan

    я тре́бую своего́ — ben hakkım olanı isterim

    он не доби́лся своего́ — istediğini elde edemedi

    наста́ивать на своём — sözünde ısrar edip durmak

    он своё получи́л — hakkını aldı, istediğini elde etti; ( понёс наказание) belasını buldu

    у него́ свой стиль — onun kendine özgü bir üslubu var

    у него́ был свой расчёт — onun kendince bir hesabı vardı

    в э́тот пери́од будут свои́ тру́дности — bu dönemin kendine göre zorlukları olacaktır

    4) (подходящий, соответствующий)

    в своё вре́мя я расскажу́ и об э́том — zamanı / sırası gelir onu da anlatırım

    всему своё вре́мя — herşeyin bir sırası var

    в своё вре́мя я обраща́лся к нему́ — vaktiyle ona başvurmuştum

    5) (свои́) → сущ., мн. benimkiler, seninkiler v.s.

    вы и свои́м сообщи́те — sizinkilere de haber verin

    кто там? - Свои́! — kimdir o? - Yabancı yok

    он же свой челове́к! — o yabancı değil ki!

    ••

    рассказа́ть свои́ми слова́ми — mealen anlatmak

    умере́ть свое́й сме́ртью — eceliyle ölmek

    Русско-турецкий словарь > свой

См. также в других словарях:

  • kendi adına — zf. Yalnız kendi için, kendi hesabına …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kendi — zm. 1) İyelik ekleri alarak kişilerin öz varlığını anlatmaya yarayan dönüşlülük zamiri, zat Kendi ülkemizde kendimizi yok edeceklerdi. R. E. Ünaydın 2) Kişiler üzerinde direnilerek durulduğunu anlatan bir söz Kendisi gelsin. Kendimiz görmeliyiz.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kendi hesabına — zf. 1) Kendine göre, kendince Bana göre, dedim. Filozof, sen kendi hesabına hayvaniyeti kabul ediyorsan tebrik ederiz. Ö. Seyfettin 2) Kendi adına …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kendi payına — zf. Kendi adına, kendine göre Kendi payıma aşkı bilmeyen, tanımayan insandan korkarım. N. Cumalı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ad — 1. is., ddi, Ar. ˁadd 1) Sayma 2) Sayılma Birleşik Sözler addetmek addolunmak 2. is. 1) Bir kimseyi, bir şeyi anlatmaya, tanımlamaya, açıklamaya, bildirmeye yarayan söz, isim: Çocuk, kedi, ağaç, düşünce, iyilik, Ahmet, Ertuğrul birer addır 2)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • asaleten — zf., Ar. aṣāleten 1) Bir görevde temelli olarak, asıl olarak, vekâleten karşıtı Asaleten atamak. 2) Kendi adına hareket ederek Birleşik Sözler asaleten atama asaleten atanma …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • poliçe — is., İt. polizza 1) Belirli bir sürenin sonunda belirli bir parayı kendi adına veya bir başkasının emrine ödemesi için alacaklının borçluya yazdığı bildiri 2) Sigorta senedi Birleşik Sözler açık poliçe ek poliçe sigorta poliçesi Atasözü, Deyim ve …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • üzerine yaptırmak — bir malın tapusunu kendi adına yazdırmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • üstüne geçirmek — 1) bir malın tapusunu kendi adına yazdırmak 2) evlat edinmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • genel vekaletname — Bir kimsenin, kendi adına her türlü işi yapması için başka bir kişiye vermiş olduğu vekillik belgesi …   Hukuk Sözlüğü

  • havale — Yollama ödeyicisinin, para, değerli kağıtlar veya benzeri nesneleri, yollayıcı hesabına yollama alıcısına ödemek ve yollama alıcısının da bunları kendi adına teslim almak üzere yetkili kılındığı sözleşme …   Hukuk Sözlüğü

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»